Boyabat Kalesi, Sinop’un Boyabat ilçesinde yer alır. M.Ö. 7. yüzyılda Paflagonya’lılar tarafından yaptırılan kale, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarının izlerini taşımaktadır. Günümüze kadar ayakta kalan kale, günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.
Gazidere çayı’nın, arasından aktığı iki kaya kütlesinden sol taraftakinin üzerinde bulunur. bu kaya kütlesi aynı zamanda boyabat ovasına hakim bir konumdadır. Buradan isfendiyar dağlarına kadar bütün ovayı izlemek mümkündür.
Kaleye ancak şehir merkezinden çıkılabilmektedir. Kaleye ulaşmak için Boyabat’ın kale dışındaki ilk yerleşim yeri olduğu kabul edilen Gökdere mahallesi’nden çıkmak gerekir. Yol ancak kertil denilen ve daha önce Bekir paşa suyunun dağıtım şebekesinin bulunduğu -ki bazı çalışmalar sırasında çökmüştür.- mevkiye kadar ulaşır. Buradan itibaren yaya olarak devam edilmesi gerekir.
2008 yıllarında başlayan restorasyon ve kazı çalışmalarında kale içinde roma dönemi öncesi bazı yiyecek saklama bölümleri ve tapınma yerleri keşfedilmiştir. Kalenin çay tarafına bakan mağalarının alt girişinde daha önce sadece efsane olan yeraltı şehri ya da sığınağı bulunmuştur. Efsaneydi çünkü şimdi adam edilen çay tarafındaki mağara ya da gizli ikmal yolunun girişi sanki daha sonradan açılmış izlenimi veriyordu ve zeminin alt tarafının toprakla dolmuş olması kuvvetli bir ihtimaldi. Sanırız daha sonra asıl kalenin yapılışında ya da daha sonraki dönemde çay tarafı oyularak ya da parçalanarak açılmıştı. Nitekim sonuçta yeraltı şehri ortaya çıkarıldı. Ziyaret edeceklere tavsiyem her ihtimale karşı kaleye çıkarken ya da yeraltı şehrine inerken (şehir dediysek o kadar da büyük değil) yanlarında mutlak fener getirsinler.bir de uyarı tavsiye vermek gerekirse içerideki ışıklar sensörlü yani sadece yanından geçince belli bir süre yanıyor 24 saat açık ışık yok içeride girmeye niyetlenipte içerisi karanlık deyip korkmayın ama yanınızda mutlaka fener olsun çünkü ışıklar sönünce içerisi zifiri karanlık oluyor.
BOYABAT KALESİ İZLENİMLERİM-03.07.2014
Boyabat Kalesine yıllar önce çıkmıştım restorasyondan sonra ilk defa 3 Temmuz 2014’de kalenin en son fotoğraflarını çekmek için kaleye tırmanmaya başladık o sırada kaleyi gezmek için Ankara’dan gelen bir aile ile karşılaştık kaleyi çok beğendiklerini söyleyerek Çırabozan tünellerine nasıl gidebileceklerini sordular. Tarif ettik fakat şuan ne durumda olduğunu bilmediğimizden ve yanlarında çocuklar da olduğu için güvenlik nedeni ile tavsiye etmedik. Daha başka nereleri gezebileceklerini sordular. O anda hemen aklıma restore edilen konak geldi fakat orası da kapalı olduğunu hatırlayınca vazgeçtim. Merkezin dışında gezilebilecek yerlerden Bazalt Vadisini ve Salar Kaya Mezarını gezmelerini önerdim kısa bir sohbetten sonra biz kaleye tırmanmaya devam ettik. Eskiye göre kaleye çıkmak daha kolaylaşmıştı. Kısa bir tırmanıştan sonra kalenin giriş bölümüne ulaştık manzara heyecan vericiydi. Kaledeki kazılar ve araştırmalar gayet güzel olmuş ancak restorasyon için aynı şeyi söylemek mümkün değil eski kale sanki yeniden yapılmış gibiydi. Bizim zamanımızdaki kale bakımsızdı hafiften yıkılıyordu tamam ama en azından tarihi bir yapı olduğu belliydi. Ama Boyabat’a uğrarsanız mutlaka ziyaret edin özellikle ilk olarak mağaralardan başlayın daha sonra kaleye çıkın.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ilçemizin en önemli tarihi eseri olan Boyabat Kalesi daha çok tanıtılmalı, daha çok anlatılmalı en azından yazın kaleyi gezmeye gelenler için kaleye çıkmadan önce hem kaleyi hemde diğer tarihi yerlerimizi ile ilgili bilgi veren bir görevli bulundurulmalı
Yorum Yapılmamış